İspanya'da gölgedeler, UEFA'da zirvedeler

UEFA Kupası, bugün İskoçya’nın Glasgow kentinde sahibini buluyor. Finalistler ise iki İspanyol: Sevilla ve Espanyol… 100. yılını kutladığı geçen sezon hem UEFA Kupası’nı hem de Süper Kupa’yı havaya kaldıran Sevilla, rakibine oranla daha tecrübeli.
Doğrusunu söylemek gerekirse UEFA Kupası güç dengeleri bakımından ikinci sınıf takımların kazandığı bir organizasyon durumuna geldi. Aynı şey daha kuvvetli bir şekilde Kupa Galipleri Kupası için geçerliydi; fakat UEFA, bu kupayı tedavülden kaldırarak UEFA Kupası’nı daha prestijli bir hale getirmeyi amaçladı. Fakat takım sayısının önce 8’den 16’ya, sonra 16’dan 24’e, ardından da 24’ten 32’ye çıkarıldığı Şampiyonlar Ligi’nin büyük ülkelerin kalburüstü takımlarını bünyesinde toplaması, kısa sürede UEFA Kupası’nı Kupa Galipleri Kupası’nın durumuna düşürdü.

Bu can sıkıcı girizgahın ardından bu sezona dönelim ve UEFA Kupası finalinde bu akşam iki İspanyol takımının karşılaşacağını ifade edelim. Takımlardan ilki geçen sene bu kupayı ve Süper Kupa’yı kazanan Sevilla. Diğeri ise La Liga’nın kıdemli ekiplerinden Espanyol. Glasgow’un Hampden Park Stadı’ndaki mücadele, Avrupa’nın ikinci büyük kupasının sahibini belli edecek.

Sevilla bu sezon oldukça formdaydı ve son viraja kadar şampiyonluk da kovaladı; ancak nefesi tükendi bir yerden sonra. Henüz hiçbir şey bitmiş değil; ama onlar için UEFA’da ardı ardına ikinci zafer daha yakın bir ihtimal olarak görünüyor. Takımın Mali asıllı yıldızı Ömer Kanoute La Liga’daki gol krallığı payesini UEFA’da pek sürdüremedi ve ikisi penaltıdan üç gol atabildi. Ancak arkadaşları bu açığı kapatmakta oldukça mahirdiler. Bilhassa Luis Fabiano, Kerzhakov ve Chevanton takımın ihtiyaç duyduğu anlarda gol yükünü sırtlayan isimler oldu.

Sevilla finale geliş sürecinde çok ilginç maçlar oynadı. Yarı final öncesi 7 maçlık periyotta tam 5 penaltı golü attılar. 3. turdaki Shakhtar Donetsk maçları ise unutulmazlar listesine girdi bile. Çünkü, ilk maç İspanya’da 2-2 bitmişti ve rövanşın son anlarına Shakhtar 2-1 önde girmişti. Son saniye kornerinde ileri çıkan Sevilla kalecisi Palop’un kafa vuruşunda top ağlara gidince uzatma bölümlerine geçildi ve Sevilla bir gol daha bularak yoluna devam etti. Yine çeyrek finaldeki Totenham ve yarı finaldeki Osasuna maçları da gerçek manada kıran kırana geçti. Kadrosunda 14 yabancı futbolcu barındıran Sevilla’nın teknik direktörlüğünü ise Juande Ramos yapıyor. Kendi ülkesinde yalnızca bir şampiyonluğu olan takımın 3 de İspanya Kral Kupası var. Geçen sezon 100. yıllarını kutladılar ve UEFA ile Süper Kupa’yı kazanarak unutulmaz bir sezon geçirdiler.

Espanyol da esas sükseyi UEFA’da yaptı. Oynadıkları 14 maçta hiç mağlup olmadılar ve kupanın en golcü oyuncusu Pandiani’ye sahipler. İspanya’da orta sıralarda bulunan ve ligin vasat takımlarından biri olarak kabul edilen Ernesto Valverge’nin talebeleri, UEFA’ya ciddi anlamda konsantre olmuşlardı. Livorno’yu iki maçta da yendiler ve yarı finalde favori Werder Bremen’e de aynı trifeyi uyguladılar. Yalnız aynı Espanyol’un 3-2’nin rövanşında 0-0 berabere kaldığı Benfica maçında hakikaten çok talihli olduğunu da söylemek lazım. Bazen futbolda sizin iradenizin dışında da bir şeyler olması lazım. İşte, o maç öyle bir maçtı.

Luis Garcia, Riera, Coro, Tamudo gibi isimler Uruguaylı golcü Pandiani’ye eşlik ederken, bir zamanlar Barca’nın genç yeteneği iken artık yaşlı yıldızlar kategorisinde yer alan De La Pena da iyi bir grafik çizdi. Kadrosunda bir İspanyol ekibine oranla az yabancı bulunduran -ki bu sayı 6- Espanyol’un Avrupa’da bugüne kadar herhangi bir büyük başarısı yok. Gerçi 6 sayısı da sizi aldatmasın. İdris Kameni, Muhammed Yakubi ve Camara gibi isimler İspanya vatandaşı görünüyor. Zaten Barcelona şehrinin abisinin gölgesinde kalmış küçük kardeşi statüsünde adeta takım. Onlar da Katalan ama sanki merkeze daha yakınlar ve bu yüzden Barcalılarla aralarının açık olduğu söylenebilir. 1900 yılında kurulan takımın lig şampiyonluğu bulunmazken, İspanya Kral Kupası’nı 4 kez kazanmışlar.

Netice itibarıyla Türk takımları için gerçekçi ama zor hedef olarak kabul edilen UEFA Kupası finali, kendi ülkelerinde gölgede kalan ama bu kupada zirvede yer alan iki İspanyol’un İskoçya’daki kapışmasına sahne olacak. Biz ise yine iç geçirerek seyredeceğiz bu finali. Kimimiz 2000 nostaljisini hatırlayacak, kimimiz ‘Bizimkilerin neyi eksik?’ muhabbetleri çevirecek…