La Ligada şampiyonu averaj veya ‘malent

Avrupa’nın önde gelen liglerinde şampiyonun belli olmadığı tek ülke İspanya’da son iki haftaya Real Madrid, averajla Barcelona’nın önünde girdi. Heyecanın zirveye çıktığı La Liga’da şampiyonluk için teşvik primleri (malentines) havada uçuşuyor. Real Madrid, Barcelona ve Sevilla mutlu sona ulaşmak için her yolu mubah görüyor.
Sezon başında La Liga’nın tartışmasız favorisi son iki yılın şampiyonu Barcelona’ydı. Del Bosque sonrası hızlı bir düşüşe geçen Real Madrid ise ezeli rakibi karşısındaki ezikliğini gidermek için takımı Fabio Capello’ya emanet etmişti. UEFA Kupası’nı kazanan Sevilla’nın da gözünü artık ligin zirvesine çevirmesi, Barcelona’nın yarışta hiç de yalnız olmadığını gösteriyordu. Sezona iyi başlayan Barcelona, istikrarı yakalayamayan Real Madrid’e karşı şampiyonlukta daha avantajlı gözüküyordu. Fakat Şampiyonlar Ligi’nin çeyrek finalinde Liverpool’a elenen Barcelona, ligde de istikrarsız sonuçlar almaya başladı. Kral Kupası’nda 5-2’lik galibiyetle biten maçın rövanşında uğranılan 4-0’lık mağlubiyet, ‘sezon kupasız bitecek’ endişelerini başlattı. Şampiyonluk yarışına biraz sonra dönmek üzere kısa bir ara verip ülkemizde ‘Şike mi, değil mi?’ tartışmasının yaşandığı teşvik priminin İspanya versiyonuna göz atalım.

Tanju Çolak, Futbol Extra Dergisi’nin mayıs sayısına teşvik primi alıp çatır çatır yediğini açıklamış ve gazetelere manşet olmuştu. Yıllardır yapılan ‘Teşvik primi şike mi, değil mi?’ tartışmasına yeniden dönülmüştü. Bizim adını bir türlü koyamadığımız bu olaya İspanyollar hem ad hem de legallik bulmuş durumda: Malentines (çanta)… Malentines’i İspanya’da ilk kez açık bir şekilde dillendiren Norveçli Frode Olsen oldu. O yıllarda 2. Lig’deki Sevilla kalesini koruyan Olsen, “La Liga’ya yükselmeyi garantilemiştik. Athletico Madrid, La Liga’ya çıkan 2. takım olmak için bizim takıma para verdi. Biz de onların rakibini yendik.” açıklamasında bulunmuştu. Benzer bir açıklamayı geçtiğimiz günlerde Boliç de Zaman’a yapmıştı.

Alanın ve verenin razı olduğu teşvik priminin tarihe geçen örneğini Barcelona gerçekleştirdi. Barcelona, 1991-92 ve 1992-93’ün son haftasında Tenerife’ye hatırı sayılır miktarda teşvik primi verdi. Sonuçta Tenerife her iki sezonda Real Madrid’i yenerken, mutlu sona Barcelona ulaştı.

Önceki hafta da Barcelona-Getafe, Real Madrid-Deportivo ve Sevilla-Real Zaragoza maçları teşvik primi gölgesinde oynandı. Getafe Başkanı Angel Torres’in iyi bir Real Madrid taraftarı olması, akıllara ‘malentines’i getirdi. Torres, “Bu konuda bize ulaşan bir bilgi yok; ama gelirse geri çevirmeyiz.” diyerek tavrını ortaya koydu. Real Zaragoza için de resmen teşvik primi gönderildiği basına yansıdı. Tabii Real Madrid cephesinde bunlar olurken, Barcelona da boş durmadı. Barcelona, Deportivo’da oynayan oyuncusu Joan Verdu aracılıyla ‘malentines’ işini halletti. Verilen paralar yeterli olmasa gerek(!), Real Madrid, Barcelona ve Sevilla maçlarını kazanarak yarışı sürdürdü.

Şampiyonluk yarışına tekrar dönersek... Son 6 maçını kazanan Real Madrid’in ikili averajda Barcelona’ya üstünlüğü var. Capello, takımını liderliğe taşımasına karşılık, taraftarını ve kulüp yönetimini memnun edemiyor. Alınacak derece ne olursa olsun, Capello-Real Madrid birlikteliği bitecek gibi. Barcelona da son 6 haftayı 4 galibiyet ve 1’er beraberlik ve mağlubiyetle kapattı. Eto’o-Rijkaard anlaşmazlığı su yüzüne çıkarken, kupasız geçen bir sezon Rijkaard’ın vedası anlamına geliyor.

UEFA Kupası’nı geçen yıl olduğu gibi bu sezon da kazanan Sevilla ise Real Madrid ve Barcelona’nın 2 puan gerisinde. Üç takımın da iddiasını koruduğu La Liga’da şampiyonu büyük ihtimalle averaj veya ‘malentines’ belirleyecek.